İzmir'in kızları bir elinde de cımbızları
Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları
Çıktılarmıydı ipek çoraplarla kordon boyuna
Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları
Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar
Davetkar çalamaz
Bir göz vuruşuyla yerle bir eder
Böyle bir şey olamaz
Körfezin yakamozu, yıldızı,
Keskin tuzu tadında
Parfümü meltem
Yasemenler açar balkonunda
İzmir'in kızları
Korku yok kitabında
Çal bre bir harman dalı,
Delikanlı makamında
İzmir'in kızları
Ayıptır söylemesi laf aramızda
Sevişe sevişe de ölür,
Dövüşe dövüşe de icabında
Baba sen de ne biçim takardın
Kısacık eteklerime benim
Merdiven altında
Dizimden belime kıvırıverirdim
Balkona çıkar makber okurdum
Köprü inlerdi
Öyle sert sert bakardın ki
Ay! zor yetişirdim
Baba sen anasına bakıp da
Kızını almayacaktın
Küfürlerine anneannemin
Öyle gülmeyecektin
Daha görür görmez
Cigarasını tellerdirdiğini
Şehriban Hanım'ın
Su yeşili gözlerine dalmayacaktın
İzmir'in kızları çırasını yakar adamın
Izmir girls, with tweezers in their hand
Females, predators, rogues, sweet and ill-tempered
Go outside in silk stockings
In war and in love they act like true women
No other heels click so invitingly
With on look they level you to the ground,
oh, it's impossible
In a moonlight of the bay, stars,
In the strong taste of salt
The wind of their jasmine parfumes comes from thei balconies
Izmir girls,
They have no fear
Come on , fella, play, let's dance
Izmir girls
i'm somewhat shy to say this, let it between us
they die, making love
Sometimes they die fighting, if necessary
Dad, what's your problem with my short skirt
Under the staircase i'd pull it up from my knees to waist
I'd go to balcony, read a novel,
the bridge would've moaned
You looked at me so rougly,
Ay! i barely came in time
Dad, you were going to look at a mother,
Not to take a daughter
You weren't going to giggle at how grandma curses
You weren't going to get lost in the green eyes
Of ladey Shehriban, at the moment you saw here enjoying her smoke
Izmir girls are setting men on fire